top of page
Yazarın fotoğrafıFatıma Betül Tatar

Esma’ül Hüsna İle Yaşamak

"Şüphesiz Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Yüzden bir eksiktir. Kim, bu isimlerin hakkını yerine getirir ve ve gereğine göre amel ederse, cennete girer." (Buhârî; hadis no: 2736. Müslim; hadis no: 2677).”


Zikrettiğimiz Hadis-i şerifin rehberliğinde Esma’ül Hüsna penceresinden, hayatımıza ve şahsiyetimize bakmak için Mübarek Şaban ayı tam zamanı kanımca. Zira Esma’ül Hüsna ile gözden geçirdiğimiz karakterimizdeki noksanlıkları fark edip Ramazan-ı Şerif ‘ e hazırlık yapmış oluruz.

Esma’ül Hüsna Allah’ın güzel isimleri demek. Allah’ın hem isimleri hem de onun varlığının ispat ve delilidir. Bu isimler Allah’a ait olduğuna göre hadisi şerifte geçen hakkını yerine getirme ve gereğine göre amel etme ile ne kastedilmektedir. Kul yaratıcıya mahsus olan isimlerin nasıl hakkını yerine getirip bu isimler ile nasıl amel edebilir.


Hadisi şerifte cennet ile müjdelenen bu hükümler bize gösteriyor ki Esma’ül Hüsna’nın kula da tecelli eder.Bizim sorgulamamız gereken  bu tecellinin  ne kadar kendimize ve etrafımıza yansıdığıdır.

Allah rahman ve rahim olandır. Yani bağışlayan ve esirgeyendir. Allah kulunun imanına, günahına, iyi veya kötü bir insan olduğuna bakmadan kulun ihtiyacı olan her şeyi bu dünyada yaratmış ve kulun hizmetine sunmuştur. Bu O’nun rahman isminin tecellisidir.


 Biz ne kadar rahmet ismini yansıtıyoruz, yaptığımız işlerde ne kadar kişiye göre muamele etmeden, sadece Allah rızası için hareket ediyoruz? Evimize gelen misafire, akrabalarımıza aynı merhametle ile davranıyor muyuz? Kendi ailemizi el üstünde tutup eşimizin ailesi söz konusu olduğunda umursamaz mı davranıyoruz? Kendisine güzel davranma mükellefiyetimizin olduğu insanlara sadece bu rahmet isminin yansıması, rahmanın dünyamıza tezahür etmesi niyazıyla mı davranıyoruz yoksa kindar davranıp arkamızı mı dönüyoruz. Ama o da şöyle yapmıştı ile başlayan cümleler kurmak bizi Rahman isminden uzaklaştırmaz mı? Diyelim ki eşimiz kendisinden beklediğimiz ilgi alakayı bize göstermedi, biz de aynı şekilde davranır isek merhametten ve Rahman’ın varlık ayırt etmeden verdiği nimetlere aykırı davranmış olmaz mıyız?


 Allah rahimdir, yani esirgeyendir, koruyandır. Allah kullarını beladan, şerden korur, bunun için hatta daha küçük şerlerin vuku bulmasına müsaade eder fakat bu O’nun rahim isminin önüne geçmez. Çünkü Allah tüm zamanlara ve mekanlara hakimken biz sadece bize izin verilen zaman ve mekan ile algılar ve vakalara ona göre hüküm veririz.


İmam Gazzali bu bahsi açıklarken şöyle bir örnek veriyor: bir çocuğun tedavi için ameliyat olması gerekse annesi kıyamayıp; müsaade etmese babası da anneye rağmen ameliyatı yaptırsa  çocuğa karşı kim daha merhametlidir? Çocuğun sağlığına kavuşması için sıkıntı yaşamasına razı olan baba mı yoksa çocuğunun küçük bir sıkıntı yaşamasına rıza göstermeyip daha çok hasta olmasına yol açan anne mi?


Rahman ve Rahim isimleri ile amel edebilmek için evvel kendi nefsimizi esirgemeli, kendimizi günaha sokacak şeylerden uzak durmalıyız. Önce kendimizi bağışlamalı ve yaptığımız, pişman olduğumuz, tekrar yapmamaya karar verdiğimiz hatalarımıza takılıp kalıp bugünümüzü ve yarınımızı da sıkıntılı geçirmemeliyiz. Sonrasında ailemizden başlayarak çevremizdeki insanlara karşı bağışlayıcı ve insanların zarar görmesini engelleyecek bir hayat sürmeye çalışmalıyız ki bizim üzerimizde rahman ve rahim isimleri tecelli etsin, bu isimlerin hakkını verip hakkıyla amel edebilelim.

El-Melik, görünen görünmeyen âlemlerin sahibi anlamındadır. Bu da demektir ki Allah tüm âlemler ile birlikte bizim iç âlemimizin de sahibidir. Kalbimizde olanı en iyi Allah bilir ve hükmünü de ona göre verir. Bu sebeple kalbimizi temiz tutmaya kendimizi suizandan muhafaza etmeye gayret etmeliyiz.


El-Kuddüs her eksiklikten münezzeh olan Allah’tır. Bu isim ile sabittir ki Allah’tan başka her şey eksiktir. Kusurludur. Kusursuz olan sadece Allah ve onun yarattığı nizamdır. İnsan kendinin de diğer insanların da kusurlu olacağının bilincinde olmalı ve mükemmellik iddiası ile kibre kapılmamalıdır.

Allah’ın Selam, Mümin ve Müheymin isimleri de dikkatli okunduğu zaman insanlarda yansıması tam teşekküllü olsa toplum düzeninin birçok sorununun çözüleceği görülür.


Müslüman etrafına Selam isminin yansıması gereği esenlik ve huzur verir, haddini aşmaz, hak yemez, kendi hakkını da mazlumun hakkını da yedirmez bu da insanlar arasındaki ilişkide birçok sorunun ve hukuksuzluğun daha başlamadan çözülmesi anlamına gelir.


Üzerinde Allah’ın mümin ismini görmek isteyen Müslüman güven verir, kimsenin malına, canına, namusuna, hakkına el uzatmaz. Bu güzel ismin bile Müslümanlar üzerinde tam tecelli etmesi toplumun huzurunu sağlar.


Müheymin isminin anlamı kainatın tüm islerini gözetip yöneten demektir. Allah her şeyi düzenleyip kulun hizmetine sunmuştur. Müheymin isminin hakkıyla amel etmek isteyen Müslüman da kendi hayatını Allah’ın olması istediği gibi bir düzene koyar ve yönetir. Bu düzen içinde etrafında bulunan tüm varlıklara güven verir, onların da hakkını gözetir. Yol kenarında ki bir ağacı sulamak, yuvadan düşen bir kuşu alıp yerine koymak, yol ortasında duran bir taşı alıp kenara koymak Allah’ın müheymin isminin tezahürüdür.


El-Aziz yegâne galip olan Allah’tır. Bu isim ile müjdelenir ki Aziz olan Allah’ın davası da muhakkak galip olacaktır. Ama biz bu galibiyetten nasip alabilecek miyiz bunu düşünmeli ve Aziz isminin hakkını verebilmek için Allah’ın yolunda gayret etmekten savaşmaktan korkmamalıyız.





119 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page