Yıkılan hayallere kar düşer ince ince
Kâbuslar düşlerimi yoklamakta her gece
Kuşkulu yüreğime ürpertiler düşünce
Sallıyorum sessizce yıldızları hamakta
Günler güneş ipini boynuma dolamakta
Başa saran kasetler yaralar türküleri
Dönüşlü plakların kederdir öyküleri
Her tellenen sigara mazide yangın yeri
Derin düşüncelerin girdaplı limanları
Her çekişte yorulur esrarlı dumanları
Hayat salıncağının ipi kopar bir yerde
Yarınlar kaçak bir tay hep bir adım ilerde
Yarım kalır emeller hevesler ötelerde
İnsan tamamlanmamış varlıktır buçuk çıkar
Ölüm döşeklerinde nefesler boğuk çıkar
Kukla/cı
Tozlu atölyenin ahşap eseri
Bitmez hiç talaşın çilen kuklacı
Topla çivileri kaldır keseri
Masayı yerleri silen kuklacı
Burunlar upuzun bacaklar çarpık
Kirpiğin uçları hafiften kırpık
Göster hünerini tek meydana çık
Var mı senden gayrı bilen kuklacı
Tüm parçalar takma bir garip hilkat
Kollar yana sarkmış bacaklar sakat
Cam önü raflara dizilir kat kat
Seyirliktir sabah, öğlen kuklacı
Tezgâhta malzeme gelince tava
Türlü şekillere döner mukavva
Beni el âleme eyleyip rüsva
Geriden halime gülen kuklacı
Önlüğünü bağla aletleri al
İnce merhem gibi sürerken tutkal
İster türkü söyle ister ıslık çal
Kimseler görmeden eğlen kuklacı
Hangi şekli verdin muhayyilende
Oynak iplerimin tüm sihri sende
Sahnenin önünde oturup sen de
Seyret ki son bulsun şölen kuklacı
Tuhaflıklar
Her şey silik her yer kalın bir perde
Körlük dört yanımda gözlerim nerde
Gölgemin gölgeyi dövdüğü yerde
Firardım
Uyuduğum taşlar çift katlı yündü
Yarını düşlerden ayıran dündü
Güneşin buz kesip söndüğü gündü
Karardım
Küheylanı oldum binicisine
Dünyaları verdim tek incisine
Dört mevsim yetmedi beşincisine
Zarardım
Hayatın ortası hayal kırığı
Gönlüm kaldırmıyor bu ayrılığı
Lügatte var mıdır bir karşılığı
Sarardım
Çığlığın sükûtu derinde yara
Gurbet içimizde kaldı bu ara
Sılayı bağlayıp eski diyara
Arardım
Dosta ısmarladım adaklarımı
Günahla doldurdum sadaklarımı
Sıktım dişlerimi dudaklarımı
İkrardım
Gönlümden uçurdum ak güvercini
Şişeye hapsettim son kalan cini
Sırtıma yükledim yorgun hecini
Harardım
Takvim değişmedi gün kaldı yine
Seneler bir yerde hazır define
Dolandım saatin zembereğine
Tekrardım
Yollar engebeli vadiler sarptı
Dağlar gelin derken hafif göz kırptı
Hayaller avuttu acılar çarptı
Isrardım
Kederli ömrümün kasveti büyük
İçimde oluştu bin yıllık höyük
Cümleye dert oldu küfemdeki yük
Izrardım
Bütün sokaklardan döndüm geriye
Bir çıkmaza girdi yol ekseriye
Kaçtım senelerden cüzzamlı diye
Esrardım
Ali HAVAN
コメント